SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 1280 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMI:

 

276 - (1280) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن موسى بن عقبة، عن كريب مولى ابن عباس، عن أسامة بن زيد أنه سمعه يقول:

 دفع رسول الله صلى الله عليه وسلم من عرفة. حتى إذا كان بالشعب نزل فبال. ثم توضأ ولم يسبغ الوضوء. فقلت له: الصلاة  قال "الصلاة أمامك". فركب. فلما جاء المزدلفة نزل فتوضأ. فأسبغ الوضوء. ثم أقيمت الصلاة فصلى المغرب. ثم أناخ كل إنسان بعيره في منزله. ثم أقيمت العشاء فصلاها. ولم يصل بينهما شيئا.

 

{276}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e Mûsâ b. Ukbe'den dinlediğim, onun da İbnİ Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den, onun da Usâmetü'bnü Zeyd'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Kureyb, Usâme'yi şunları söylerken işitmiş:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Arafat'tan sökün etti. Şi'be geldiği vakit, hayvanından inerek küçük abdest bozdu. Sonra abdest aldı, fakat abdesti mükemmel şekilde almadı. Ben, kendisine:

 

  Namaza buyurun! dedim; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  Namaz ilerdedir! diyerek hayvanına bindi.

 

  Müzdelife'ye gelince hayvanından inerek abdest aldı, bu sefer mükemmel bir abdest aldı, sonra namaz için kaamet getirildi ve akşam namazını kıldı. Sonra herkes hayvanını menziline yatırdı, ondan sonra yatsı için kaamet getirildi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu da kıldı. Bunların arasında başka namaz kılmadı.»

 

 

277 - (1280) وحدثنا محمد بن رمح. أخبرنا الليث عن يحيى بن سعيد، عن موسى بن عقبة مولى الزبير، عن كريب مولى ابن عباس، عن أسامة بن زيد. قال:

 انصرف رسول الله صلى الله عليه وسلم بعد الدفعة من عرفات إلى بعض تلك الشعاب، لحاجته. فصببت عليه من الماء. فقلت: أتصلي ؟ فقال "المصلى أمامك".

 

{277}

Bize Muhammed b. Rumh rivayet etti. (Dediki): Bize Leys, Yahya b. Said'den, o da Zübeyr'in azatlısı Mûsâ b. Ukbe'den, o da İbni Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den, o da Usâmetü'bnü Zeyd'den naklen haber verdi. Usâme şöyle demiş:

 

«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Arafat'tan sökün ettikten sonra haceti için şu dağ yollarından birine çekildi. Müteakiben ben kendisine su döktüm ve :

 

  Namaz kılacakmısın? diye sordum. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Namaz kılacak yer ilerdedir!  buyurdular.

 

 

278 - (1280) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. قال: حدثنا عبدالله بن المبارك. ح وحدثنا أبو كريب (واللفظ له) حدثنا ابن المبارك عن إبراهيم بن عقبة، عن كريب مولى ابن عباس. قال:

 سمعت أسامة بن زيد يقول: أفاض رسول الله صلى الله عليه وسلم من عرفات. فلما انتهى إلى الشعب نزل فبال. (ولم يقل أسامة: أراق الماء) قال: فدعا بماء فتوضأ وضوءا ليس بالبالغ. قال فقلت: يا رسول الله ! الصلاة. قال "الصلاة أمامك" قال: ثم سار حتى بلغ جمعا. فصلى المغرب والعشاء.

 

{278}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Mübarek rivayet etti. H.

Bize Ebû Kureyb de rivayet etti. Bu lafız onundur. (dediki: Bize İbni Mübarek, İbrahim b. Ukbe'den o d» İbni Abbâs'ın azatlısı Kureyb'den naklen rivayet: etti. Kureyb şöyle demiş: Ben, Usâmetü'bnü Zeyd'i şunu söylerken işittim:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}, Arafat'tan çekildi, Şi'b'e varınca (hayvanından) inerek küçük abdest bozdu. — Usâme: Su döktü, dememiş — Müteakiben su isteyerek pek mübalağalı olmayan bir abdest aldı. Ben:

 

— Yâ Resûlallah! Namaza buyurun! dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

—- Namaz ilerdedir! buyurdu. Sonra yola revân olarak Müzdelife'ye vardı. Ve orada akşamla yatsıyı (birlikde) kıldı.

 

 

279 - (1280) وحدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا يحيى بن آدم. حدثنا زهير أبو خيثمة. حدثنا إبراهيم بن عقبة. أخبرني كريب  أنه سأل أسامة بن زيد:

 كيف صنعتم حين ردفت رسول الله صلى الله عليه وسلم عشية عرفة ؟ فقال: جئنا الشعب الذي ينيخ الناس فيه للمغرب. فأناخ رسول الله صلى الله عليه وسلم ناقته وبال (وما قال: أهراق الماء) ثم دعا بالوضوء فتوضأ وضوءا ليس بالبالغ. فقلت: يا رسول الله  الصلاة. فقال "الصلاة أمامك" فركب حتى جئنا المزدلفة. فأقام المغرب. ثم أناخ الناس في منازلهم. ولم يحلوا حتى أقام العشاء الآخرة. فصلى. ثم حلوا. قلت: فكيف فعلتم حين أصبحتم ؟ قال: ردفه الفضل بن عباس. وانطلقت أنا في سباق قريش على رجلي.

 

{279}

Bize İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Adem haber verdi. (Dediki): Bize Ebû Hayseme Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize İbrâhîm b. Ukbe rivayet etti. (Dediki): Bana Kureyb haber verdi ki kendisi Usâmetü'bnu Zeyd'e:

 

  Arafat gecesi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}'in terkisine bindiğin vakit ne süratle hareket ettiniz? diye sormuş. Usâme:

 

  Halkın akşam namazı için develerini çöktürdükleri Şi'b'e geldik. (Orada)   Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem} de devesini çöktürdü ve bevletti.

 

— Usâme su döktü, dememiş.— Sonra abdest suyu isteyerek pek mübalâğalı olmayan bir abdest aldı. Ben:

 

  Yâ Resûlallah! Namaza buyurun! dedim; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  Namaz ilerdedir! buyurdu ve hayvanına binerek Müzdelife'ye geldik. (Orada) akşam namazını edâ etti. Sonra halk konak yerlerinde develerini çöktürdüler. Ama yüklerini çözmemişlerdi ki yatsı namazı için ikaamet getirildi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onu da kıldı. Sonra halk yüklerini çözdüler.

 

Ben (Usâme'ye) :

 

  Sabahladığınız zaman ne yaptınız? diye sordum; Usâme :

 

  (Bu sefer) onun terkisine Fadl b. Abbâs bindi. Ben yaya olarak Kureyş'in önden gidenleriyle birlikte yola revân oldum; dedi.

 

 

280 - (1280) حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا وكيع. حدثنا سفيان عن محمد بن عقبة، عن كريب، عن أسامة بن زيد ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم لما أتى النقب الذي ينزله الأمراء نزل فبال. (ولم يقل: أهراق) ثم دعا بوضوء فتوضأ وضوءا خفيفا. فقلت: يا رسول الله ! الصلاة. فقال "الصلاة أمامك".

 

{280}

Bize İshâk b. İbrahim rivayet etli. (Dediki): Bize Vekî' haber verrdi. (Dediki): Bize Süfyân, Muhammed b. Ukbe'den o da Kureyb'den, o da Usametü'bnu Zeyd'den naklen rivayet etti ki Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ümerânın konakladığı boğaza geldiği vakit (hayvanından) inerek bevletmiş. —Usâme burada da: Su döktü, dememiş.— Sonra ahdest suyu isteyerek hafif bir abdest almış.

 

(Usâme Demişki): «Ben :

 

  Yâ Resulallah! Namaza buyurun! dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}:

 

  Namaz ilerdedir! buyurdular.»

 

 

281 - (1280) حدثنا عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن الزهري، عن عطاء مولى سباع، عن أسامة بن زيد ؛ أنه كان رديف رسول الله صلى الله عليه وسلم حين أفاض من عرفة. فلما جاء الشعب أناخ راحلته. ثم ذهب إلى الغائط. فلما رجع صببت عليه من الإداوة فتوضأ. ثم ركب. ثم أتى المزدلفة. فجمع بها بين المغرب والعشاء .

 

{281}

Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrazzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Sibâ'ın azatlısı Atâ'dan, o da Usâmetü'bnü Zeyd'den naklen haber verdiki

 

Arafâl'tan çekildiği vakit kendisi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem}'in terkisindeymiş. Si'b'e gelince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesini çöktürmüş, sonra helaya gitmiş. (Usâme Demişki): «Heladan döndüğü vakit ben, kendisine bir kaptan su döktüm de abdest aldı. Sonra hayvanına binerek Müzdelife'ye geldi ve orada akşamla yatsıyı birlikte kıldı.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Vudu» ve «Hacc» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî de «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir.

 

Hadîs-i şerîf bundan bir bâb önce Müslim'de de geçmiş ve bâzı ahkâmı orada görülmüştü. Burada da bâzı yerlerinin îzâhı ile geri kalan hükümlerini görelim:

 

Hadîsin muhtelif rivayetlerinde râvinin «Usâme su döktü, demedi.» şeklinde îzâha lüzum görmesi, hadîsi işittiği gibi rivayet ettiğini anlatmak içindir. Yâni hadîs, lâfzı ile değil de manâsıyla nakletmiş olsa, bu gibi yerlerde bevlden kinaye olmak üzere «Su döktü» diyecekti.

 

«Ama yüklerini çözmemişlerdi...» cümlesi «tamamen yerlerine yerleşmemişlerdi.» mânâsına da gelebilir.

 

Ümerâ'dan murâd: Benî Ümeyye hükümdarlarıdır.

 

Bu zevat, o yere geldiklerinde hayvanlarından iner, akşam namazını yatsının vakti gelmeden kılarlarmış. Rivayete göre İkrime onların bu yaptığını beğenmemiş ve «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu yeri hela ittihâz etmişti, sizlerse namazgah yaptınız.» demiştir.

 

Rivayetlerin birinde zikri geçen «Sibâ'in azatlısı Ata'» bâzı nüshalarda «Ümmü Sibâ'in azatlısı.» diye kaydedilmişse de bunların ikisi de mâruf değildir.

 

Bu zâtın meşhur olan ismi: Benî Sibâ'ın azatlısı olmasıdır.

 

Buhâri târihinde İbni Ebî Hatim de «Kitâbü'l-Cerh ve't-Ta'dîl»inde onu bu isimle zikretmişlerdir.